“HASTA MEMNUNİYETİNİ ARTIRAN ETKİLİ İLETİŞİM TEKNİKLERi

HASTA VE SAĞLIK ÇALIŞANI ARASINDA ETKİLİ İLETİŞİM İÇİN BAŞARILI TEKNİKLER

Hastayı Anlamaya Çalışma, Empati / Sempati / Etkilenme

Bir insanla bir aradaysak, istesek de istemesek de iletişim kurarız. En azından karşımızdaki kişiye sözel iletişime girmek istemediğimizi veya sınırlarımızı belirten sözsüz mesajlar iletiriz.

İletişimimizi bir başkasının yararına olacak şekilde profesyonelce düzenlemeye, yani yardım aracı olarak kullanmaya bizi yönelten nedir?

Tabii ki, bu soruya cevap olarak “mesleki sorumluluğumuz” denilebilir. Ancak tek başına mesleki sorumluluk bizi harekete geçirebilecek düzeyde güçlü olmayabilir. Bizi harekete geçiren empatik eğilimimizdir.

Empatik eğilim; bireyin empati yapabilme potansiyelidir. Duyguları anlama, duygusal yaşantılardan etkilenme dolayısıyla yardım etme isteği empatik eğilimli kişilerde görülür. Hastanın ne hissettiğini empati yaparak anlayabiliriz. Yani bilişsel düzeyde empati yapabiliriz, onu anlamamız bile bizi yardım etmek için harekete geçirmeyebilir. Duygusal duyarlılığımız, yani empatik eğilimimiz varsa hastanın hissettiklerini hissedebilir ve anlama, paylaşma davranışı gösterebiliriz. Hastanın değer sistemlerini kavramak, yaşantılarının anlamını tarafsız olarak hissetmek yardım için önemlidir.

İnsanları yardım etmeye yönelten bir duygu olarak “sempati” önemlidir. Sempati acıma duygusu ile karıştırılabilir. Acıma insanca bir duygudur ama “ne zavallı insan” duygusunu yaşamamız karşımızdakini anlamaya ve değerlendirmeye yaramaz. “Sempati” bazen “hasta ile özdeşleşme” kavramı ile eş tutulabilmektedir. Özdeşleşme farkında olmadan gelişen bir süreçtir. Oysa özdeşleşen kişi hastanın sorunları ile öylesine iç içe olur ki, hasta üzgünken o da üzülür, onunla ağlar, dikkatini hastaya değil hastanın kimliğinde kendine yöneltmiştir. Bu şekilde duyguları açıkça yaşayarak kendi stresini azaltmaya çalışır. Yumuşak hassas kalpli olarak görülen bu tür insanlar kendilerini diğerlerinin bir devamı olarak görürler ve karşısında yardıma gereksinim duyan kişinin gereksinimlerinin ele alınmasına yardımcı olamaz, onu anlayamaz, duygu ve tepkilerini değerlendiremezler. Çünkü kendi duygu ve tepkileri ön plandadır.

Zor durumda olana “acıma” duygusu yerine “sempati” yaklaşımı yarar sağlar. Sempati yardım etmeye hazır olmayı ve samimiyeti beraberinde sağlar. Empatik eğilim, empati yapabilmek ve sempatiye ulaşmak için bir basamaktır. İletişim, sempati ve empati arasında denge kurmayı gerektirir. Sağlık çalışanlarının doğru iletişim yöntemlerini öğrenmesi hasta ve hasta yakınlarının memnuniyetini artıracaktır.

Pek çok insan mesafeli olmanın, sadece tedaviyi düşünmenin, insanlarla değil hastalarla çalışmanın gerekliliğini savunabilir. Ancak bu durum, iletişim süreçlerini ve hasta sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Hastaları anlama zor bir deneyimdir. Hastalar için benzer durumları olsa bile, durumu algılamada bireysel farklılıklar olacağı dikkate alınmalıdır. Bireyin davranışının anlamını kavrama, etkili bir iletişim süreci için gereklidir.

Bu nedenle de empati, kendiliğinden oluşan değil, bilinçli olarak farkında olunan bir süreçtir. Empati ve sempati yapabilmek için hastayı kendimize yakın hissetmemiz ve ondan hoşlanmamız gerekmez. Ayrıca aynı olayları yaşamış olmamız da gerekmez; ancak yaşantıdan anlam çıkarmayı öğrenmek ve yaşamda iyi bir gözlemci olmak, karşımızdaki kişinin durumunu doğru olarak kavramamızda yardımcı olabilir.

Yapılan araştırmalarda, sağlık çalışanlarının birçok hastanın durumunu daha önceden yaşamasalar bile zaman içerisinde hastaların verdikleri tepkiler ve yaşadıklarını gözlemleyerek giderek daha çok empati yapmaya başladıklarını göstermiştir.

Karşımızdaki insanın içinde bulunduğu durumda neler yaşadığını kavramaya çalışırken, onun durumu ile ilgili diğer insanlar “Ne düşünüyor? Ne hissediyor?”, “Ben ne düşünüyorum, ne hissediyorum?” şeklinde yaklaşıp, kendi değerlerimize uymadığında yargılama, akıl verme, kendi başımızdan geçen benzer olayları anlatma ve kendi duygularımızı ortaya koyma eğilimi ile davranabiliriz. Toplumumuzda genellikle yaygın olan eğilim budur.

Bu nedenle duygusal sorunlarımızda öğütler almamız kolay, yardım almamız güçtür. Oysa derin empati yaklaşımına göre, böyle bir durumda “Ben ne hissediyorum?” değil “O ne hissediyor?” sorusu sorulmalıdır.

Empatik yaklaşım, karşımızdakinin duygusal alanına girebilmeyi gerektirir. Kendini tanıyan ve empati becerisini bilinçli kullanmayı öğrenen kişiler etkili iletişim gerçekleştirebilir. İletişim, sadece bir teknik değil, duygusal bir alışveriştir.

Sağlık çalışanları bilgi ve becerilerini artırdıkça hastalara empati uygulamada, sempati ve etkileme konusunda daha başarılı olacaklardır.

Etkili iletişim, hasta merkezli bir yaklaşımı mümkün kılar. Bu bağlamda, iletişim hem bir beceri hem de bir sanattır.


 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

X
Scroll to Top